Asıl kökeni Afrika olan kokusuyla mest eden taze kahve çekirdeği, günümüzde hem dünyada hem Türkiye’de çok fazla çeşidi olan bir içecektir. Bunun en temel nedeni, kahvenin farklı öğütme ve kavurma çeşitleri ve farklı baharatlarla birleştirilmesidir. Türk kahvesi diye adlandırılan ve bugün hemen her evde bulunan kuru kahve, misafirlere ikram edilen özel bir içecektir. Türk kültüründe yeri ayrı olan kahve, kız isteme ve söz geleneklerinin bir parçası haline gelmiştir. Peki, kahvenin Türkiye’ye gelişi nasıl olmuştur?
Osmanlıdan Gelen Bir Gelenek: Türk Kahvesi
Kökeni Afrika olarak bilinen kahvenin, Arabistan, Brezilya, Amerika gibi dünyanın farklı yerlerinde tropikal iklimde yetiştiği bilinir. Ancak kahvenin Türkiye’ye gelene kadarki yolculuğunda ilk adım Yemen’dir. 16.yüzyılın sonuna doğru Türk kültürüne entegre olmaya başlayan kahve, dönemin tüccarları ve seyyahları aracılığıyla dünyaya yayılmaya başlar. Türk kahvesi kavramının yaygınlaşması henüz zaman alsa da kuru kahvenin İstanbul’a gelişi Kanuni Sultan Süleyman Dönemi’ne rastlar. Dönemin Yemen Valisi Özdemir Paşa tarafından getirildiği söylenen kahve, zamanla kültürel bir içecek olarak yaygınlaşır. Müslüman şarabı adıyla anılan kahve, 16.yüzyılın ortasında kahvehanelerin açılmasına da vesile olur.

Kahve Nasıl Türk Kahvesi Oldu?
Dünyanın birçok farklı yerinde sıcak ve soğuk olarak tüketilen kahveler genellikle pişirme ve öğütme usullerine göre tat açısından farklılık gösterir. Türk Kahvesi adını alan kuru kahve de havanlarda dövülüp sonra da bakır cezvelerde kaynatılıp bol köpüklü olarak servis edilir. Kahvenin Türk kültüründe yer aldığı ilk dönemlerde özellikle bakır ve çelik cezvelerde pişirilip özel kahve fincanlarında sunulduğu görülür. Pişirmeden önce kavrulduğunda daha keskin bir tadı olan Türk kahvesinin, közde veya kısık ateşte yavaş yavaş pişmesi sağlanır. Böyle telveyle suyun daha iyi harmanlanması ve kahvenin bol köpüklü olması sağlanır. İşte bu cezve ve kısık ateşte bol köpüklü olarak pişirilen kahve Türk kahvesi adını almıştır.
Türk Kahvesi Nasıl Ünlendi?
Tavalarda kavrulan sonra da dibeklerde dövülüp öğütülen kahve, zamanla kuru kahve adını almıştır. Kahvenin bu öğütme sırasında içindeki yağlar ve mineraller açığa çıkarak kendine özgü kokusunu bırakmasını sağlamıştır. Türk kültüne özgü olarak yapılan bu kavurma ve öğütme yöntemiyle pişirilen kahveler, ülkeye gelen gezginlerin ve tüccarların ilgisini çeker. Özel cezvelerde pişirilen Türk kahvesinin ünü böylece zamanla tüm Avrupa’ya oradan dünyaya yayılır. Osmanlıda kahve ilk önce sadece saraylarda pişirilmiştir. Kurukahveci Mehmet Efendi kahve çekirdeklerini öğüterek kuru kahveyi halkın tüketimine sunmuştur.
Türk Kahvesi Pişirmenin Usulü
Türk kahvesi, doğru pişirildiğinde köpüğü bol, kıvamı yerinde son derece leziz bir içecek olarak tüketilir. Şekersiz, orta ve şekerli olmak üzere 3 farklı şekilde pişirilen Türk kahvesinin püf noktası, pişirirken çok fazla karıştırılmamasıdır. Kahve, su ve şeker ya da sadece kahve ve su, cezveye alındıktan sonra ateşe konulmadan önce iyice karıştırılarak harmanlanır. Ardından en küçük gözlü ocakta, hafif kabarana kadar pişirilir. Kahve kabardığında cezve ocaktan alınarak çay kaşığı yardımıyla üzerindeki köpük fincanın dibine dökülür. Sonra tekrar ocağa alınan cezve kaynamaya yaklaştığı ve kabardığı sırada ocaktan alınır.

Kahve Yanında Ne İkram Edilir?
Kahve yanında tüketilen tatlıların başında çikolata yer alır. Kahve ve çikolata ikilisi sadece Türk kahvesi değil, soğuk ve sıcak bütün diğer kahve çeşitleri yanında da tercih edilebilir. Diğer taraftan lokum ve Türk kahvesi birbiriyle özdeşleşmiştir. Kahve sunumlarında lokum, kahve ve su üçlüsü son derece popülerdir. Küçük çikolatalı şekerlemeler, drajeler de kahve yanında ikram edilen ve ağız tatlandıran yiyecekler arasında bulunur.
Afrika’dan Anadolu’ya kahvenin serüveni, her ülke için ayrı bir kahve kültürünü doğurmuştur. Ancak Türk kültüründe özel günlerin vazgeçilmezi, yorgunluk giderici, sabah uyanmaya ve güne başlamaya yardımcı özel bir içecek statüsündedir.
Comments